16 Haziran 2013 Pazar

11. ÜKG Blog Turu: Tutkulu Notalar - Olivia Cunning | KİTAP YORUMU + ALINTILAR


BLOG TUR MENÜ

                        
15.06 | Kitab-ı Sevda - Ön Okuma
15.06 | Zimlicious - Yazarla Söyleşi
16.06 | Yorumbazz - Çevirmenle Söyleşi
17.06 | Kitap Esintisi - Kitap Yorumu
17.06 | Romancekolik - Karakterlerle Söyleşi
18.06 | Kağıt Kız - Kitap Yorumu
18.06 | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Playlist



KİTAP KÜNYESİ



Günahkarlar Turnede Serisi / Sinners On Tour Series #1
Yazar: Olivia Cunning
Yayınevi: Ephesus
Çevirmen: Tuba Özkat
Tür: Erotik, Aşk, Müzik
Yayın Tarihi: Haziran 2013
Sayfa Sayısı: 431
Goodreads Puanı: 4.08/5 (24,405 oylama)
Goodreads || Kitapyurdu || D&R || OkuOku || ilknokta

ARKA KAPAK

Müzik hiç bu kadar ateşli olmamıştı!

Sahnelerin en seksi metal grubunun baş gitaristi Brian Sinclair, yaratıcılık kıvılcımını kaybettiğinde, bastırılmış dehasını ortaya çıkarabilmek için grubunu tutku dolu gecelere sürükleyecekti.
***
Tutkulu notaları ortaya çıkaran kadın...

Seksi psikolog Myrna Evans "Günahkârlar" ile birlikte tura çıktığında, gruptaki herkes onu baştan çıkarmaya çalışır ama Myrna'nın elde etmek istediği tek adam Brian'dır...
İki aşığın çılgın ve dizginlenemez tutkuları, onları yepyeni bir boyuta taşırken kendilerini sınırsız arzu ve günahlarla dolu bir turnede bulacaklardı...
Ve artık siz de bu ritmin esiri olacaksınız!
***
Tutkulu Notalar ateşli, seksi ve son zamanlarda okuduğum en eğlenceli kitaplardan biri. -Fiction Vixen-
Bu çocuklar çok şehvetli, seksi ve son derece çekici. -Night Owl Romance-
Cidden şehvetli... -Find the Time to Read-
Günahkarca ateşli sahnelere hazır olun... -Drey's Library-
Olivia karakter yaratmada muhteşem bir iş başarmış ve hepsini seveceksiniz. -Romance Reviews-
Tek kelimeyle: Ateşli -Moonlight to Twilight-

YURTDIŞI KAPAKLARI



YORUMUM

Kitabı okuyalı iki hafta oluyor.
Bitirdiğim andan beri en çok düşündüğüm şey, 'ben bu kitaba nasıl yorum yazacağım?' oldu.
Hâlâ bu düşünceyle yazıyorum şu an bu satırları ve inanın,
sizi nasıl bir yorumun beklediği hakkında hiçbir fikrim yok.
Sanırım şu an 'Koyver gitsin!' falan gibi bir şeyler diyorsunuz?
Eh, iyi o zaman.
Madem öyle başlıyalım bakalım...

Fotoğrafların geri kalanı burada.

     Tutkulu Notalar'a genel olarak baktığımda benim için keyifli bir okuma olduğunu düşünüyorum. Böyle sevilesi, öpülesi, mıncıklanası karakterler var. Kadın karakter hariç elbette. Ona daha başka şeyler yapmak isterdim. Mesela saçını başını yolmak gibi? Evet, bu yeterli gelirdi sanırım... Neyse, onu boş verelim. Bir kelime dahi konuşmak istemiyorum kendisi hakkında. Beş tane -gerçi biri sonradan yalan oldu benim için- birbirinden manyak, tehlikeli, yaramaz, böyle taş gibi adamımız var. Kim bunlar? Sırasıyla gidecek olursak, yani favori sıralamama göre isimlendirecek olursam; ilk sıra açık ara farkla JACE'in. Jace Seymour. Kendisi grubun en genç üyesi. -22 yaşındaydı yanılmıyorsam- Yazar onu, 'James Dean'in sert adam hali' şeklinde betimliyor. Daha ben bunu okuduğum anda fethedildim zaten. Gruptaki tek sarışın -Aslında esmer. Kaş ve sakal haricinde saçları sarı, boyatıyor.- Koyu renk gözler ve kulağında gümüş halka bir küpe... Heimm... halka olmayaydı iyiydi de neyse. Kendileri bas gitar çalıyor efendim. Dediğim gibi grubun en genç üyesi, iki sene önce gruptan ayrılan basçının yerine gelmiş. Kızlar onu başta çok tatlı buluyor ama kendisi anladığım kadarıyla gruptaki en tehlikeli kişi: Mr. BDSM. ;)

Jace için uygun bulduğum görüntü: Tatlı ama bir o kadar da tehlikeli... ;D

     Jace'ten sonra en sevdiğim karakter Sed oldu. Tam ismi Sedric Lionheart. Vokalist. Gamzeleri var. Üç numara kestirdiği koyu renk saçları, mavi gözleri... Devam etmem gerekiyor mu? Ha bir de kendisi yakıcı derecede flörtöz bir havaya sahip. Tüm grup üyeleri öyle gerçi ama Sed çok daha yaramaz. Tüm bu özellikleri dışında beni en çok çeken şey gizemli olması. Geçmişte yaşadığı bir ilişkiden kalma bir yarası var, kalbi kırık zavallıcağızın. İlk kitapta bu konu hakkında pek bir şey öğrenemiyoruz, tüm hikaye ikinci kitapta.
Sed. Bebeğim, bu sen misin?

     Sırada Brian -Tutkulu Notalar'daki ana erkek karakter- var. Brian'ı neden böyle arkalara attığımı bana sormayın. Spoiler istemiyorsanız sormayın. Çünkü az sövmedim ben bu salağa. Yahu hangi erkek... kadınını... paylaşır? Hay ben senin... Ben hayatımda kimseye küfür etmedim. Ta ki Brian'a kadar. Çok sinirlendim, çok. Zaten kadın karakter beş para etmez. Yani gerçek hayatta böyle bir kadın varsa ben utanırım kendi cinsimden. Bu kadar rahat bir insan olamaz. Çok da soğuk bir karakter zaten her türlü nefret edecektim. Ama Brian, bunu bana yapmayacaktın. Ya yazarla işbirliği yaptınız, saklıyorsunuz bir şeyler. Ya da bence sen uyuşturucu falan kullanıyordun o anda. Sarhoş değilsen eğer. Yoksa bunun başka bir açıklaması yok yani. Mantığa uygun hiçbir yanı yok bunun. Allah sizi kahretsin, yazımı mahvettiniz. :D

Eric, pislik yapma!
     Off ya neyse... Sırada Eric var! Kitaba en ama ennn~ renk katan, kahkalarla gülmenize sebep olacak kişidir kendisi.  Grubun davulcusu. Kızıl saç, soluk mavi gözler, 1.93 metre boy. Heyecanlı olduğu zamanlarda -heyecan yerine 'tahrik' de diyebiliriz aslında- başını bir yerlere vurma gibi bir alışkanlığı var. Sanırım bu yüzden aklından bir parça kaybetmiş. :D Sed ve Brian'dan gelen emirleri junior Jace'e yöneltme gibi bir huyu var. Seni zavallı gururlu şey. :D Röntgencilik en baskın özelliklerinden biri. İşemek bahanesiyle kullanım sürecinde olan banyoyu rahatlıkla işgal edebilir. Bir başka becerisi -yoksa hobisi mi demeliydim?- ise Sed ve haremini iş sırasında filme almak.

   Ve gelelim Trey'e. Kitabın ilk yarısında ennn favori karakterimdi. Kırmızı lolipopu, insanları olduğu yerde hapsedebilecek denli yeşil gözleri ve en çok da gizemli tavırları ile beni tavlamıştı. Ama, ama... Yok ya, bunu söyleyemeyeceğim çünkü spoiler tarihine adımın iğrenç kırmızı harflerle çizilmesi ya da okuyucular tarafından çeşitli saldırılara uğramak gibi bir niyetim yok. Sadece şunu söyleyebilirim; kitabın o meşhur -şimdi olmadıysa da yakındır-, tartışma yaratabilecek kapasitedeki büyük olayı Trey'i de içeriyor. :(

     Farkındayım, buraya kadar yazdıklarım yorumdan çok karakter tahlili oldu resmen. Birazcık da hikayeye değinelim mi o zaman? Pekala! Her ne kadar hakkında hiçbir şey bahsetmek istemesem de buraya kadarmış... :( Evet, öhöm öhöm.. kadın karakterimiz! Myrna Evans (a.k.a pisluk şey!) 35 yaşında -yaşlısın Myr, kabul et- üniversitede görevli, uzmanlık alanı 'insan cinselliği' olan bir profesör. Kendisi eğitim, seminer gibi bir şey vermek üzere bir süreliğine bir otelde kalıyor. Rastlantıya bakın ki bizim Günahkarlar da -grubun adını söylemeyi unutmuşum, sorry!- aynı oteldeler. Kadın eğitimden çıkıp odasına doğru yol alacakken bunları görüyor. Günahkarlar'ın büyük bir hayranı olduğu için kaçırır mı bu fırsatı? Dalıyor odaya! Karşılıklı bir flörtleşmeler, bir sarkmalar... Oh maşallah dedim kadına ne bir utanmak, ne bileyim bir kekelemek dahi yok. Öyle rahat ki. Sanki çocukluğundan beri tanıyor hepsini. Odadan çıktığında çocukların hepsini ağzından salyalar akar halde bırakıyor resmen. Bu arada sarhoş ve berbat bir halde olan Brian'a da oda numarasını vermeyi ihmal etmiyor.


Daha fazla foto için buraya tık.
     İveeet~ kitap ve yüksek dozda cinsellik içeren maceramız böylece başlamış oluyor. Kitabın neredeyse yüzde 90'ı çoğunlukla yatak olmak üzere, banyo, tuvalet, otobüs, araba, ve hatta yemek masasında geçen sahneleri içeriyor. Ama bunaltmıyor. Çünkü esprili bir kitap. Renkli karakterler sayesinde oldukça keyifli vakit geçiriyorsunuz. Ben şahsen kahkahalarla okudum bir çok yeri. Yazının devamında vermiş olduğum alıntılardan da bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.

VERDİĞİM PUAN:  Şu üstü kapalı bahsettiğim olay olmasaydı aslında benden tam puan alabilirdi. İki puanı elbette bir tek oradan kırmadım ama üç puan da düşük değil hani.


SON OLARAK, SON SÖZÜM: Tutkulu Notalar'da arayıp da bulamadığımı serinin diğer kitaplarında bulabilmeyi umuyorum, umuyorum, ouv lütfen, lütfen, lütfeeğnnn...




Artık sizi ALINTILAR bölümüne alabilirimmm~



ÇEKİLİŞ HARİCİNDE BU SAYFAYA GELMENİZİN TEK NEDENİ:
ALINTILAR !!!
HİÇ KIVIRMA TAMAM MI, BİLİYORUM


Dütdürüdüüütdütdütdütdütdürüdütdütdüüt!


Aranızda +18 olmayıp da hâlâ bu yazıda takılanlar varsa eh, artık gitme vaktiniz geldi. Zira alıntılarda bol miktarda argo ve cinsellik kaynıyor. Bak sonra uyarmadı demeyin ha. -_-

Başlıyoruz!

"Tanrım, bok gibi görünüyorum."
"Ben herhangi bir değişiklik fark etmedim."
Brian sağ elinin ortasındaki üç parmağını havaya kaldırdı.
"Satır aralarını oku, pislik."
Eric normalden daha şaşkın görünüyordu. "Okumayı hiç öğrenmedim."
"İşte sana yardımcı olayım." Brian yüzük parmağını ve işaret parmağını indirdi ve orta parmağını havada tuttu. "İşaret dilini biliyor musun?"
"Hayır. Üzgünüm."
"Eğer on iki saatte sana âşık olacak kadar aptalsam, kalbimin kırılmasını hak ediyorumdur."
"Bu tamamen haksızlık. Sed bütün hatunları kapıyor."
"Hepimiz bolca alıyoruz."
"Ama Sed bütün iyi hatunları alıyor. Burada bahsettiğimiz A sınıfı sertifikalı bir hatun. Muhtemelen şimdiye kadar onu sırtüstü yatırmış, kızın bacaklarını boynuna dolamıştır." Kafasını eğdi ve en iyi 'Sed tarafından becerilen piliç' ifadesini takındı. "Ah, Sed. Evet. Evet. Sed. Ahhhh!"
Brian gözlerini devirdi ve kafasını iki yana salladı. "Eric, tam bir pisliksin. Bunu biliyor muydun?"
"Bu nota ne?" diye sordu Trey.
"Sanırım o bir ben." Brian eğilerek Myrna'nın sırtının aşağılarındaki bir noktayı yaladı. Genç kadın ürperdi. Brian noktayı başparmağıyla ovaladı. "Evet, bir ben. Çıkmıyor."
"Neyse ne, onu da ekliyorum." Trey güldü.
"Myr, benin solomu karıştırıyor."
Genç kadın homurdandı. "Siz çocuklar çok komiksiniz."
"Ne yapıyorsun?"
"Seni öpüyorum."
"Asla ilk buluşmada öpüşmem."
"Bu bizim ikinci buluşmamız."
"Brian, sarhoşsun. Sarhoşlarla yatmam."
"Ama sabaha ayık olacağım."
Trey ağzından çıkardığı lolipopunu Brian'ın burnuna vurdu. Myrna lolipopu onun elinden kapıp kendi ağzına atıverdi. Trey genç kadını süzdü, seksi, yeşil gözleriyle onu olduğu yere sabitledi. "O benim lolipopum." Kadınların bacaklarını süngere çeviren bakışlardandı...
"Bugün yapacak işin yok mu?"
"Bir sürü var," diye cevap verdi. "Hepsi de senin bedenini içeriyor."
"Siz rock yıldızlarının hayatı çok zor."
Trey leopar desenli bir sutyeni eline aldı. Tek parmağına takıp onu havada sallarken, "Bu seksi şey kime ait?" diye sordu.
Bariyerin birkaç sıra arkasında konumlanmış bir kız heyecanla çığlık atmaya ve bir aşağı bir yukarı zıplamaya başladı. Onu duyamıyorlardı, fakat kızın vahşi jestleri sutyenin ona ait olduğunu gösteriyordu.
"Bunu ödünç alabilir miyim, tatlım?" diye sordu Trey. Gitarının kenarına taktı. "Konserden sonra bizzat geri alırsın. Takmana yardımcı olurum."
Genç kadın aniden görüş alanından çıktı. Kalabalıktaki insanlar onu kaldırdı, bilinçsizdi. Onu bariyerin üzerinden ön taraftaki kalabalığa taşıdılar.
"Lanet olsun Trey, onu bayılttın."
"Bunun için üzgünüm. Seks iştahımla başa çıkamıyorlar."
Banyonun kapısı birdenbire açıldığında Myrna kasıldı. Brian durdu ve omzunun üzerinden baktı.
"Bana aldırmayın." Eric odaya girdi ve kapıyı kapattı. "İşemem gerek."
...
Genç kadın kendini rahatlamaya zorladı. Tuvaletin tepesinde ayakta durmuş sel gibi idrar akıtan Eric'i görmezden gelmeye çalıştı. Eric onları izlemiyormuş gibi davranmaya çalışmıyordu bile. Gözlerini dikmiş açık açık izliyordu.
"Bu göründüğü gibi değil. Ben erkeklerden filan hoşlanmam."
Trey adamın tişörtünü milim milim yukarı kaldırırken, "Hoşlanacaksın," diye mırıldandı.
"Trey, yine bakirleri mi taciz ediyorsun?" Brian en yakın arkadaşının son fethindeki zevkine karşılık sırıttı.
"Bunun adı Mark. Ve kirazlardan ne kadar hoşlandığımı bilirsin."
"Benden daha fazla makyajın var."
"Kız gibi mi görünüyorum? Lavabonun üzerindeki aynaya baktı ve yansımasına dişlerini göstererek kendini tehlikeli göstermeye çalıştı.
Myrna ona arkasından sarıldı. "Hayır. Her zamanki gibi, kanunun izin verdiğinden daha seksi görünüyorsun."
"Beni tutuklayacak mısın?"
Genç kadının eli pantolonunun üzerinden onu kavramak için aşağıya kaydı. "Hayır, ama seni cezalandırmak zorunda kalabilirim."
"Kendimizi bu kadar kaybetmekten vazgeçmeliyiz."
"Onun eğlencesi nerede?"
Myrna elleriyle onun yüzünü avuçladı, karanlıkta yüz ifadesini görebilmeyi dilerdi. "Sen harikasın. Bunu biliyor musun?"
Brian onu nazikçe öptü. "Yine azdım. İşte onu biliyorum."
"Bir daha asla düzgün bir şekilde yürüyemeyeceğim." Genç kadın kahkaha attı.
"Yürüyemezsen yatağımı asla terk edemeyeceğini fark ettim." Myrna'nın çenesini öptü. Boynunun kenarını. "Asla."
Eric, Trey ve Jace sandalyelerin karşısındaki deri koltukta yan yana oturuyorlardı. İki kız, hangisinin Trey'i emerek boşaltma ayrıcalığına sahip olacağıyla ilgili kavga ediyordu. Trey elini kazanan kızın başına koydu ve kaybedene lolipopunu verdi. Kız köşeye giderek somurttu, teselli ödülünü yalıyordu.
Trey kıza seslendi, "Seni daha sonra düzeceğim bebeğim. Tamam mı?"
Kız yüzünde ışıklar saçarak onayladı.
"Saat kaç?"
"Sanırım yedi gibi?"
"Yedi gibi mi? Yani sabah yedi mi?" Kendini geriye attı ve yorganla sarmalandı. "Yatağa dön Myrna. Üç yıldan uzun süredir sabah yediyi saatte hiç görmedim."
Yan kabindeki adamdan Brian'ın inlemesinin yankısı geldi ve adam yüksek sesli bir gaz çıkardı.
Myrna eliyle ağzını kapattı, kahkahalarını bastırmaya çalışıyordu.
Başka bir inleme, suyun sıçrama sesi ve ardından... berbat bir koku.
Myrna öğürdü.
"Tamam, ben bile bu şartlar altında boşalamam."
...
Kabinden çıktılar ve Brian yan kabinin kapısına vurdu. "Burası dolu," dedi ürkek bir adam sesi.
"Evet dostum. Duydum. Sıçmak için berbat bir zaman seçtin, biliyor musun? İyi günler."
"Çok tatlısın."
Jace güldü. "Bütün kadınların düşündüğü şey bu. İlk başta."
"Bir Harley Fat Boy! Çok iyi. Bir motorun olduğunu bilmiyordum. Oldukça yeni görünüyor."
"Benim değil. Jace ödünç almama izin verdi. Birkaç hafta önce satın aldı."
"Ona teşekkür etmek zorundayım. Motorsikletler beni kızıştırıyor."
"Seni kızıştırmayan bir şey var mı?" Genç kadının kaskındaki koruyucuyu kaldırdı ve onu öptü.
Myrna bir an için düşündü. "Vergiler ve politika?"
Brian kahkaha attı. "Jace'e tek söylemen gereken, motoruna iç çamaşırsız bindiğin. İhtiyacı olan bütün teşekkür bu olacaktır."
"Tabağın olmak için tamamen çıplak olmam mı gerekiyor?"
"Evet. Daha önce hiç iç çamaşırlı tabak görmemiştim."
"Sed nerede?" diye sordu Brian.
"Bir kaç piliçle birlikte diğer otobüste," dedi Eric.
"Ve sen filme almıyorsun?"
"Tuvaleti ovuyordum."
"Hiçbir sebep olmadan sana âşık olmam, gerçekten senin için inanması bu kadar zor bir şey mi?"
"Bir sebebi olmak zorunda."
"Sana aşık olmamak için bir sebep olmaması daha muhtemel. Sen istediğim her şeysin."


ÇEKİLİŞ

Dikkat;
  • Tüm bloglardaki Rafflecopter uygulaması aynıdır. Tek bir blogtan giriş yapmanız yeterlidir.
  • Sadece Türkiye için geçerlidir.
  • Çekiliş sonuçlandıktan sonra kargoda kaybolan kitaplar konusunda bloggerlar hiçbir mesuliyet altında bırakılamaz, kitapları yayınevi temin etmektedir.
  • Çekiliş 22 Haziran Cumartesi günü son bulacak, kazananlar gün içerisinde açıklanacaktır.
  • Kazanan kişilerin açık adres, telefon numarası ile gönderilen e-mail'e iki gün içinde cevap vermesi gerekiyor. Aksi halde çekiliş yenilenecektir.
  • Çekilişe katılmak için +18 olmanız gerekmektedir.
a Rafflecopter giveaway
Katkılarından dolayı Ephesus Yayınları'na teşekkür ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder