24 Ocak 2013 Perşembe

KİTAP YORUMU: ILSA J. BICK - KÜLLER









Az önce bu harika kitabı bitirdim ve hiç vakit kaybetmeden yorumumu hazırlamak istedim. Çünkü bir an önce Gölgeler'e başlamak istiyorum! İstiyorum, istiyorum! >_<

KİTAP KÜNYESİ



Küller

Ait Olduğu Seri: Ashes Trilogy / Küller Üçlemesi #1
Yayınevi: DEX
Çevirmen: Barış Emre ALKIM
Tür: Distopya, Bilim-kurgu, Macera, Gerilim
Sayfa Sayısı: 361
Yayın Tarihi: Kasım, 2011
Goodreads Puanı: 3.95 (6,885)
Arka Kapak
    Bir elektromanyetik darbe dalgası çakar gökyüzünde; tüm elektronik aygıtlar parçalanır, bilgisayarla çalışan tüm aletler yok olur ve milyarlarca insan o an, oracıkta ölür.

     Hayatta kalan bir avuç insandan biri olan Alex, ölmüş anne babasına ve geçmişte kalan yaşamına veda eder. Çıktığı zorlu yolculukta, Afganistan’dan yeni dönmüş genç bir asker olan Tom ve büyükbabasını elektromanyetik darbede kaybetmiş olan sekiz yaşındaki Ellie ile karşılaşır.

     Bu küçük grup ve hayatta kalan diğerleri için şimdi tüm mesele, yiyecek ve barınak bulmak, kime güveneceklerini iyi bilmek, darbe sayesinde kazandıkları güçleri iyi kullanmak ve bir de kimin insan, kimin artık “değişmiş” ve bir zombiye dönüşmüş olduğunun ayırdına varmaktır.

     Her an bizim dünyamızın da başına gelebilecek bir felaketten sonrasını anlatan Küller, okurların elinden düşmeyecek, zaman zaman da kanını donduracak bir serinin ilk kitabı.


YURTDIŞI KAPAKLARI





"Dünyanın sonu yarın gelecek olsaydı?"


YORUMDAN ÖNCE KÜLLER İLE İLGİLİ KISA BİR HİKAYEM VAR...

     Tarih Mayıs, 2012. Küller alındı. Fakat önceliği, Melez, Melek ve Mefisto gibi cicilerin yerine verildiği için hemen okunmaya başlanmadı, sırasını bekledi. Sonunda temmuz ayının sıcak mı sıcak bir gününde kitabı okumaya başladım. Epey güzel, heyecanlı başladık. Başları o kadar sürükleyiciydi ki gerisini tahmin edemiyordum bile. Kitabın yarılarına kadar geldim derken,araya yeni kitap siparişim girdi. Hatta kargocu kapıyı çaldığı sırada kanepede uzanmış, Küller'i okuyordum. Açık konuşacağım, yeni kitapların sevinciyle Küller'i unuttum. İşte o zamandan bu zamana yaklaşık altı aylık bir süre boyunca Küller boynu bükük kitaplığımda bekledi. Ben de çok üzülüyordum, yazık oldu kitaba deyip duruyordum. Sonra Gölgeler geldi ve ben tekrar okuma kararı aldım.

     Genelde okuduğum bir kitabın detaylarını küçük de olsa belli bir süre geçtikten sonra unutuyorum. Aklımda pek bir şey kalmıyor. Fakat Küller'in her detayını hatırladığımı farkettim. Bu yüzden de baştan başlamama gerek kalmadı.

     Kitap bitti. Daha önce devam edip bitirmediğime çooo~k pişman oldum. Sayfaları aştıkça kitap daha da güzelleşmeye başladı. Olaylar o kadar ilginç ve sürükleyici bir hale geldi ki, bayıla bayıla okudum kitabı. Şu anda okunmayı bekleyen birbirinden güzel kitaplarım var kitaplığımda ama benim gözüm Gölgeler'in üzerinde. Bir an önce kitaba dalmak istiyorum. :)

VE SIRADA, YORUM.

     Arka kapaktaki tanıtımda geçtiği üzere bir elektromanyetik dalga/darbe sonucu tüm dünya adeta bir kıyamet yaşıyor. Tüm elektronik aletler, bilgisayarlar, telefonlar, arabalar kullanım dışı. Ölü insan bedenleri her yerde. Fakat bu olayla birlikte üç çeşit insan tamamen farklı bir şekilde etkileniyorlar. Bunlar kitapta 'Seçilmişler', 'Değişmişler' ve 'Bağışlanmışlar' diye geçiyor. Detaylarından bahsetmeyeceğim çünkü bunlar önemli bilgiler.

     Hikaye baş karakterimiz Alex'in bakış açısından aktarılıyor bizlere. Anne ve babasının küllerini yanına alarak, daha önceleri beraber kamp yaptıkları dağa gitmek için yola koyulmasıyla beraber başlıyor hikaye. Onlarca kemoterapi tedavisi sonucunda bir türlü kurtulamadığı beynindeki tümör ile yavaş yavaş duyularını kaybeden, artık acıya alışmış, fakat ailesinin de ölümüyle birlikte hayattan soğumuş bir kız Alex. Ancak tüm bu yaşadıkları onun daha güçlü bir kız olmasını da sağlıyor.

     Dağa vardıktan sonra orada büyükbabası ve köpeği ile beraber kampa çıkmış sekiz yaşındaki Ellie ile karşılaşıyor. Ondan sonra da elektromanyetik dalga gerçekleşiyor. Hayatta kalan Ellie, köpeği ve Alex'in, sonradan hayatlarını kurtararak onlara katılacak olan -asker kaçağı- Tom ile birlikte verdikleri yaşam mücadelelerini okuyoruz.

     Hikayenin genel yapısı bu şekilde. Olaylar gitgide daha karmaşık ve bir o kadar da sürükleyici bir hale geliyor. Hiç sıkmıyor. Ayrıca bilimsel bir çok tez de öne sürülüyor. Bunların tamamı mantık çerçevesi içerisinde olduğu için kitap için artı puan değerindeler. Çevirisi düzgün. Zaten yazarın öyle çok süslü bir üslubu falan yok. Sanırım bu yüzden de pek alıntı çıkaramadım. Gerçi kendimi kitaba kaptırdığımdan dolayı da dikkat etmemiş olabilirim.

     Ayrıca bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. Spoiler olacak ama çok da rahatsız edecek bir bilgi değil. Hikaye akışında sonradan, aşk üçgeninin son kenarını tamamlayan bir erkek karakter çıkıyor karşımıza. Sanırım bu en çok şaşırdığım ve aynı zamanda sevinmekten havalara uçtuğum bir olay oldu. Tom ve bu adını vermeyeceğim -okuyup öğrenebilirsiniz :D- diğer yakışıklı arasında seçim yapmak bir hayli zor. İkinci kitap Gölgeler'de neler olacak, Alex hangisini seçecek çok merak ediyorum.

     Güzel bir distopya -yarı-distopya dersek daha doğru olur aslında- örneği. Çok güzel vakit geçirmemi sağladı. DEX'in tüm diğer kitapları gibi bunda da hiçbir hayal kırıklığına uğramadım. Gerçekten merak ediyorum beğenmeyeceğim bir kitapları olacak mı? :)

     Bu arada yazım biraz aceleye gelmiş gibi olabilir çünkü bir an önce ikinci kitaba başlamak istiyorum. Ayrıca takip eden arkadaşlar için belirteyim; yarın eğer Gölgeler'den kafamı kaldırabilirsem Yayın Hakları Satın Alınmış Kitap ve Seriler Part 4'ü hazırlayıp yayınlamayı planlıyorum. Bu sefer ağırlık historical ve non-fiction türündeki kitaplardan yana olacak. Bunların dışında son günlerde araştırdığım bir kaç genç yetişkin kitapları da var. Yarın muhakkak uğrayın bloğa, büyük ihtimalle yazı yayınlanmış olur.

     Zaman ayırdığınız ve okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım yararlı bir yazı olmuştur~ :)

SON BİR ŞEY... ALINTI!


PUANIM: 5/5 !!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder