MENÜDE NELER VAR?
Sevgili Kitap - Kitap Yorumu
Orijinal Adı: The Sea of Tramquility
Yazar: Katja Millay
Seri: Değil. Tek kitap.
Yayınevi: Neo Kitap
Yayın Tarihi: Temmuz, 2014
Tür: Romantik-Aşk, Dram
Sayfa Sayısı: 366
Goodreads Puanı: 4.01/5 (17.306+ oylama)
Bazen kurtuluş için aşkı seçmek gerekir...
Nastya tam 450 gündür konuşmuyorsa, gülmüyor ve ağlamıyorsa,
bir bildiği olmalı;
bazı günler sadece öfkesiyle ayakta durabiliyorsa,
bir umudu olmalı;
ayakları onu dönüp dolaşıp Josh’a götürüyorsa,
bir nedeni olmalı;
ve tam 450 gün sonra yeniden konuşmaya karar veriyorsa, söyleyecekleri olmalı.
Josh hayatındaki herkesi teker teker kaybediyorsa,
bunun bir açıklaması olmalı;
etrafında görünmez bir güç kalkanıyla dolaşıyor, herkesten kaçıyorsa,
bir derdi olmalı;
ve kasabaya yeni gelen kıza Günışığım diyorsa,
bir sırrı olmalı. Her Şey Bitti Derken, hayat denen yapbozun parçalarını bir arada tutan şeyin sevmek olduğunu bilenlerin, bir de günün en karanlık saatinde çıkagelip, “Her şey bitti demek için çok erken” diyecek bir günışığını bekleyenlerin hikâyesi.
YURTDIŞI KAPAKLARI
TANITIM FİLMLERİ
YORUM
Uzun zamandır listemde olan Her Şey Bitti Derken'i blog turunda ağırlamak büyük bir zevk oldu. ÜKG'nin facebook sayfasının takipçilerindenseniz eğer, paylaştığımız birbirinden güzel alıntıları görmüşsünüzdür. Elimizde neredeyse kitabın yarısını kapsayacak kadar çok alıntının içinden seçtiklerimizdi onlar. Ve daha kitabı okumadan bizi ağlatmayı başaran alıntılardı. Evet, duygusal yönü ağır basan bir kitap ama yazarımız bu kitabında biz göz yaşı dökelim diye kasmamış kendini. Asıl amacı okuyucuyu duygusal açıdan tüketmek değil. İstese çok rahat bir şekilde depresyona sokabilirdi okuyucularını. Ama o bu yolu seçmemiş. Bu sebeple (bence) kitap bambaşka bir şeye dönüşmüş. Elbette benim sulu gözler her zamanki gibi ağlayacak şeyi buldu.
Josh ve Nastya; iki yaralı genç. Kendilerini hayattan soyutlamış, yaşamak için pek az nedeni kalmış iki insan. Ve koca dünyada birbirlerini bulabilecek kadar "şanslı" olmaları dışında pek ortak noktaları yok.
Her iki karakteri de özgün bulduğumu söylemeliyim. Ama beklenenin aksine Josh değil de Nastya'yı daha çok sevdim ben. Tüm sessizliğine rağmen gümbür gümbür bir karakter. O kocaman sessizliğin içinde neler neler saklı. Yazar bunu avantaja çevirmeyi çok iyi başarmış ve bu şekilde Nastya'yı sanki içimizden biri gibi, gerçek biri gibi görmemizi sağlamış. Nastya'nın içinde saklı olan o kırılgan ruhunu da çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Okuma şansınız olursa kelimelerle arasının ne kadar iyi olduğunu sizler de fark edeceksiniz. Yalın ama şiir gibi huzurlu bir dili var yazarın; kitaba bayılma sebeplerimden biri.
Genelde her iki karakterin birden sorunlu olması durumunda bunalırım, sayfalar akmaz, çabuk sıkılırım. Daha önce okuduğum iki popüler kitapta da (The Coincidence of Callie & Kayden, Reason to Breath) aynı olay vardı ve sonuç kötü olmuştu. Bu kitapta neden bilmiyorum ama sıkılmadım. Belki yazarın güzel anlatımından, belki de eğlenceli karakterler sayesinde...
'Her Şey Bitti Derken', orijinal ismiyle (The Sea of Tranquility, Huzur Denizi) son derece uyumlu. Duyguların ön planda olduğu, elinizden bırakamayacağınız, bitirene kadar kudurmanıza sebep olacak ama buna rağmen feci keyif alacağınız; sizi gülümsetecek ve ağlatacak cümlelerle tıka basa dolu HA-Rİ-KA bir kitap. Bir de kusursuz bir çevirisi var. Baskı detaylarından bahsetmiyorum bile. Hikaye ve karakterler zaten eşsiz. Kısaca bu sezon okunacak en güzel kitaplardan bir tanesi. MUST-READ listenize alın şunuuuuu!
...uzun süredir yorum yazmadığımdan iyice paslanmışım. Çok zorlandım bu yazıyı hazırlarken. Düşünün bu derece vasat bir yazıda bile zorlandım yani. Vlog mu yapsam ne yapsam? Öylesi çok daha kolay ve eğlenceli olacak diye tahmin ediyorum. Hem videoda saatlerce konuşabilirim ama iş yazıya gelince yok şurası olmadı, şu cümleyle bağlayamadım gibisinden sıkıntılar çıkıyor ve heves meves bırakmıyor insanda. -_-
Her neyse! Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Ne yazık ki kitaba layık bir yazı olmadı. Ama çok sevdiğimi bilin siz. Çok az kitap okudum bu yıl ama şu ana kadar okuduklarım arasında en iyilerden biri. Vee lütfennnnn sahip çıkalım bu kitaba. Okuyalım, okutturalım. Okunmalı böyle kitaplar!!!
Josh ve Nastya; iki yaralı genç. Kendilerini hayattan soyutlamış, yaşamak için pek az nedeni kalmış iki insan. Ve koca dünyada birbirlerini bulabilecek kadar "şanslı" olmaları dışında pek ortak noktaları yok.
Her iki karakteri de özgün bulduğumu söylemeliyim. Ama beklenenin aksine Josh değil de Nastya'yı daha çok sevdim ben. Tüm sessizliğine rağmen gümbür gümbür bir karakter. O kocaman sessizliğin içinde neler neler saklı. Yazar bunu avantaja çevirmeyi çok iyi başarmış ve bu şekilde Nastya'yı sanki içimizden biri gibi, gerçek biri gibi görmemizi sağlamış. Nastya'nın içinde saklı olan o kırılgan ruhunu da çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Okuma şansınız olursa kelimelerle arasının ne kadar iyi olduğunu sizler de fark edeceksiniz. Yalın ama şiir gibi huzurlu bir dili var yazarın; kitaba bayılma sebeplerimden biri.
Genelde her iki karakterin birden sorunlu olması durumunda bunalırım, sayfalar akmaz, çabuk sıkılırım. Daha önce okuduğum iki popüler kitapta da (The Coincidence of Callie & Kayden, Reason to Breath) aynı olay vardı ve sonuç kötü olmuştu. Bu kitapta neden bilmiyorum ama sıkılmadım. Belki yazarın güzel anlatımından, belki de eğlenceli karakterler sayesinde...
'Her Şey Bitti Derken', orijinal ismiyle (The Sea of Tranquility, Huzur Denizi) son derece uyumlu. Duyguların ön planda olduğu, elinizden bırakamayacağınız, bitirene kadar kudurmanıza sebep olacak ama buna rağmen feci keyif alacağınız; sizi gülümsetecek ve ağlatacak cümlelerle tıka basa dolu HA-Rİ-KA bir kitap. Bir de kusursuz bir çevirisi var. Baskı detaylarından bahsetmiyorum bile. Hikaye ve karakterler zaten eşsiz. Kısaca bu sezon okunacak en güzel kitaplardan bir tanesi. MUST-READ listenize alın şunuuuuu!
Bu arada...
...uzun süredir yorum yazmadığımdan iyice paslanmışım. Çok zorlandım bu yazıyı hazırlarken. Düşünün bu derece vasat bir yazıda bile zorlandım yani. Vlog mu yapsam ne yapsam? Öylesi çok daha kolay ve eğlenceli olacak diye tahmin ediyorum. Hem videoda saatlerce konuşabilirim ama iş yazıya gelince yok şurası olmadı, şu cümleyle bağlayamadım gibisinden sıkıntılar çıkıyor ve heves meves bırakmıyor insanda. -_-
Her neyse! Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Ne yazık ki kitaba layık bir yazı olmadı. Ama çok sevdiğimi bilin siz. Çok az kitap okudum bu yıl ama şu ana kadar okuduklarım arasında en iyilerden biri. Vee lütfennnnn sahip çıkalım bu kitaba. Okuyalım, okutturalım. Okunmalı böyle kitaplar!!!
ŞARKI ÖNERİSİ
Life is Beautiful by The Afters
Neo Kitap'a tüm ilgi ve samimiyetleri teşekkürler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder