9 Aralık 2012 Pazar

4. ÜKG Blog Turu Part 2: KURTADAMLAR - Jim Butcher



| Ü.K.G Birliği |

sunar...


Dresden Dosyaları serisi için gerçekleştirdiğimiz blog turumuzun 2. partına hoşgeldiniz. Bir önceki parta göz atmadıysanız eğer, hemen buraya tıklayın.




KİTAP KÜNYESİ

     

Dresden Dosyaları / Dresden Files #2
Yazar: Jim Butcher
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çevirmen: Ulaş Apak
Tür: Urban Fantasy, Paranormal
Yayın Tarihi: Kasım 2010
Sayfa Sayısı: 418
Goodreads Puanı: 4.01/5 (40,066 oylama)
Benim Puanım: 3/5


Dresden'e pek iş gelmiyordu... 

Daha doğrusu hiç gelmiyordu.
Chicago telefon rehberine kayıtlı tek aktif büyücünün oldukça meşgul olduğunu zannedebilirsiniz. Oysa son zamanlarda Harry Dresden ne büyüyle ilgili, ne de günlük bir iş bulabilmişti.
Ama tam da güzel bir yemek yemeye yetecek kadar parası bile kalmamışken, onun özel uzmanlığını gerektiren bir cinayet işlendi.
Vahşice parçalanmış bir ceset. Tuhaf görünümlü pati izleri. Dolunay. Üç tahmin hakkınız var ve ilk ikisi sayılmayacak..

ORİJİNAL KAPAK


ALINTILAR


     Gevşe Harry, dedim kendime. Sakinleş. Nefes alıp ver ve buna devam et. Gördün mü? Ölmedin. Ölüler böyle nefes almaz.
     İşimin aşk hayatımı kötü etkilediği zamanlar olur. Ama sıkıcı bir erkek arkadaş olmadığım kesin.
     Büyücü olmanın en güzel yanı budur. Her zaman kendime samimiyetle işlerin daha kötü de olabileceğini söyleyebilirdim.
     Derin bir nefes aldım, elimde kovam ve "paspas"ımla binanın merdivenini çıktım, kapıyı açtım ve içeri girdim. Tamamen gri, siyah ve beyaz tonlarındaki gölgeler tuhaf bir şekilde kayıyor ve değişiyordu. Bir saniyeliğine kendimi Kazablanka'nın ya da Malta Şahini'nin setindeki bir figüran gibi hissettim.
     Bob hakkında tek bir şey söyleyebilirim: İnanılmaz sinir bozucudur, ama işini iyi bilir. 
     Yıldızlar adına, Harry, diye düşündüm kendi kendime. O yaratıkla aynı binada ne işin var senin?
     Dilimi ısırdığım yerden akan kanı tadabiliyordum. Ya tükürmem ya da yutmam gerekiyordu. Yuttum. Lütfen yorum yapmayın.
     ...kendimi hareketli bir otomobilin yolcu koltuğundan dışarı attım işte.
Bana öyle bakmayın. Size söylüyorum, o sırada mantıklı geliyordu.
     Pekala, Harry, dedim kendime. Sakin kal. Panikleme. Tek yapman gereken polisler gelene kadar onları burada tutmak, sonra huzur içinde kan kaybederek ölebilirsin. Ya da bir doktora görünebilirsin. Hangisi daha az acı verecekse.
     Kara gözleriyle beni inceleyen ve yüzündeki çizgiler derinleşen Susan, "Yüzün bir çuval mor patates gibi görünüyor," dedi.
     "Çok tatlı dillisin," diye mırıldandım.
     "Üzerine bir şeyler giy, seni tuhaf, sarı gözlü, masada dans eden, kurtadam eğitimcisi, bilmece dolu, gözünü bile kırpmadan gözlerimin içine bakan kadın."
     Bir gece ateşin önünde Mister'a, "Biliyor musun?" dedim. "Belki de sonunda keçileri kaçırdım, ama birinin beni öldürmeye çalışıyor olabileceğini düşünüyorum."
     Mister başını kaldırıp mutlak bir aldırmazlıkla dolu bir yüzle bana baktı, sora karnını okşayayım diye sırtüstü yattı. Okşadım ve ateşin önünde düşünceli ve rahat bir tavırla o kişinin kim olabileceğini düşündüm. Ardından belki de biraz bunalmışımdır diye düşündüm. İki haftadır sadece işten eve, evden işe gitmiştim. Çok fazla iş ve oyun oynamamak, Harry'yi paranoyak bir çocuk yapar.
     Telefona uzandım ve Susan'ın numarasını çevirmeye başladım. Mister onaylar gibi elime vurdu.
"Ya da belki beladan uzak duramayacak kadar aptalımdır, ne dersin?"



TURA KATILAN DİĞER BLOGLAR


Anita vs. Dresden ve Okuyucu Testi: Kitab-ı Sevda
Ön Okuma: Kağıt Kız
Yazar ile Röportaj: Zimlicious
Kitap Yorumu: Kitap Esintisi
Kitap Yorumu: Romancekolik
Kitap Yorumu: Kitaplık Kedisi






Haftaya, son partta görüşmek üzere...
Adios~


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder